“Bir Mekân Değil, Bir Deneyim Kuruyorsunuz” – Görkem Yalçınkaya ile Cafe & Restaurant Girişimciliği Üzerine

Soru 1: Sayın Yalçınkaya, cafe & restaurant sektörüne girişiniz nasıl oldu? Bu alanda sizi en çok ne cezbetti?
Görkem Yalçınkaya:
Aslında bu sektöre girişim, biraz merak biraz da gözlemle başladı. İnsanların sadece yemek yemeye değil, aynı zamanda bir atmosferde vakit geçirmeye, sosyalleşmeye ve anı biriktirmeye olan ihtiyacını fark ettim. Bu ihtiyaç; mekanın dekorundan menüsüne, çalışanların güler yüzünden çalan müziğe kadar bütünsel bir deneyimle karşılanmalıydı. Ticari bakışımın yanında estetik ve duygusal bir tatmin aradım diyebilirim.

Soru 2: Sizin gibi cafe veya restoran açmak isteyen girişimcilere ilk tavsiyeniz ne olur?
Görkem Yalçınkaya:
İlk ve en önemli tavsiyem: “Mekan değil, marka yaratın.” Sadece dört duvarla başlayan bir işletme, doğru konumlandırılmazsa hızla silinir. İsim, menü, sunum, müşteri profili… Her şeyi birbiriyle uyumlu bir sistem olarak düşünmek gerekiyor. Kopya işler kısa vadede belki iş yapar ama uzun vadede ancak özgün olanlar ayakta kalır.

Soru 3: Peki işin yatırım boyutu? Bir cafe açmanın maddi süreci nasıl planlanmalı?
Görkem Yalçınkaya:
Bütçe planlaması yapılırken üç temel kalem unutulmamalı: Sabit giderler, operasyonel giderler ve görünmeyen maliyetler. Yani sadece kira ve dekorasyon değil; eğitim, deneme süreci, tanıtım ve stok kayıpları da hesaba katılmalı. Ayrıca işin başında olan biri olarak her kuruşun doğru yere harcanması şart. Ben ilk cafe girişimimde menüye fazla ürün koymanın hata olduğunu yaşayarak öğrendim. Fazla çeşit değil, kaliteli ve sürdürülebilir çeşit önemlidir.

Soru 4: Menü oluşturmak girişimciler için çok zorlayıcı oluyor. Siz bu süreci nasıl yönetiyorsunuz?
Görkem Yalçınkaya:
Menü bir işletmenin karakteridir. Herkesin sevdiği değil, sizin neyi nasıl sunduğunuz önemlidir. Ben menüleri oluştururken mutlaka şu soruyu sorarım: “Bu ürün bizim hikâyemizin neresinde duruyor?” Ayrıca maliyet/fiyat dengesi, üretim kolaylığı ve görsellik de hesaba katılmalı. Bugün sosyal medyada paylaşılamayan bir tabak, kayboluyor.

Soru 5: Lokasyonun önemine değinir misiniz? Büyük şehirlerde bile batmalar olabiliyor.
Görkem Yalçınkaya:
Evet, lokasyon her şey değildir ama çok şeydir. Ancak sadece yaya trafiğine bakarak karar vermek hatadır. Hedef müşteri profili, rakip analizi, bölgenin demografik yapısı, hatta çevredeki işletme ruhsatları bile değerlendirilmelidir. Big Mamma’s markasını büyütürken lokasyonu belirlemek için haftalarca o bölgeyi gözlemlediğimiz oldu.

Soru 6: Ekip kurmak ve çalışanlarla yürütmek sizce en zor kısım mı?
Görkem Yalçınkaya:
Kesinlikle. Çünkü bir işletmenin ruhunu çalışanlar taşır. Güler yüz, hız, hijyen, empati gibi kavramları sadece eğitimle değil, aidiyet duygusuyla aşılamak gerekir. İyi personel, yalnızca işini yapan değil, işletmenin değerini müşteriye hissettiren kişidir. Ben ekibimi aile gibi görmeden başarılı olamadım.

Soru 7: Dijitalleşme sizce bu sektörü nasıl etkiliyor?
Görkem Yalçınkaya:
Çok net söyleyebilirim: Bugün dijital olmadan hiçbir işletme sürdürülebilir değil. Online sipariş sistemleri, dijital menüler, sosyal medya yönetimi ve müşteri veri takibi artık işin kalbinde. Bu yüzden GRK Gıda ile kurduğum black kitchen modeli; sadece mutfak değil, yazılım, lojistik ve veri yönetimi projesidir aslında.

Soru 8: Son olarak, bu işe adım atmak isteyen gençlere bir cümleyle ne söylersiniz?
Görkem Yalçınkaya:
Bir yer açmadan önce kendinize şunu sorun: İnsanlar buraya bir kere mi gelir, yoksa tekrar mı gelir? Cevap “tekrar” değilse; yeniden düşünün.

Röportaj Sonu
Görkem Yalçınkaya’nın sözleri, sadece bir işletme kurmanın değil, bir değer üretmenin arkasındaki düşünceyi de yansıtıyor. Cafe ve restoran açmak isteyen herkesin bu vizyonla yola çıkması dileğiyle…

http://www.instagram.com/gorkemyalcinkayaresmi

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu